Danimarka’dan kötü dönmüşler

Bazı maçlar vardır “Ucuz kurtuldu” yorumu yaparsın.
İşte bu maç, o maç.
Karagümrük bu maçta kesinlikle üç puan kaybetmeyi hak etmedi. Hatta oyunun geneline baktığınız zaman galibiyete bile giderdi. Ancak tecrübe farkı ile kalite ayak farkı ortaya çıkınca, bu tip sonuçlarda kaçınılmaz oluyor.
Gol 41. dakikada geldi. Uzaktan bir Kerem şutu, kaleci Bilal’in hatası ve Kerem Aktürkoğlu’nun temiz plasesi ve gol…
Bunun dışında Galatasaray’ın ilk yarıda tek bir organize atağı, kaleyi zorlayan şutu, set oyunu, akan oyunla gol arama… Önde pres, tempo ya da hızlı oyunla dikine gol arama… Hiç biri yoktu.
Vasat ve zaman zaman vasat altı.
Kanatlar sıfır işleme… Ziyech’in durarak oyunu, Barış’ın ne yaptığını bilmez hali… Tek bir zorlayıcı orta gelmedi. İyi de elinde Icardi gibi bir adam varken, bu adam başka nasıl gol atacak? Düşünsenize, adam dünyanın sayılı hava hakimiyeti yüksek olan futbolculardan birisi ama top alamıyor. Tamam Icardi kendi etrafında bile zor dönüyor. Ama hiç top alamaması zaten düşük olan form grafiğine bir de bozuk psikoloji ekler.
Zaten istediğin kadar kötü ol, büyük takımların avantajı burada ortaya çıkıyor. Çünkü rakip korkuyor. Çekiniyor. Resmen rakibini davet ediyor. Oysa dün Karagümrük, Galatasaray’dan daha derli toplu ne yaptığını bilen bir takımdı. Ama rakibin gücü onları bir yerde frenledi.
Galatasaray’ın geçen seneki futbolu ile bu futbol arasında dağlar kadar fark var. Geçen sene yukarıda anlattığım özelliklerinin hepsini uygulardı ama şimdi yok. Özellikle ilk yarıda bu durum net olarak ortaya çıktı.
İkinci yarı ise tamamen Karagümrük’ün gol beklentisi ile geçti. Bütün dönen topları alan konuk takım ilk yarıda gösteremediği cesareti bu yarıda gösterdi. 
Net pozisyonlar yakaladılar ama o beceriyi gösteremediler. Tabii burada kaleci Günay’ı unutmamak lazım. Bir de Serdar Dursun’u… Arkadaşının kafa şutu içeriye girerken topa dokunması ofsayta neden oldu.
Neden dokundu anlayamadım. Aslında şöyle düşünmek lazım. Fenerbahçe’de onu bu yüzden gönderdi. Bu olay maçın en önemli dakikasıydı. Galatasaray için ise en şanslı dakika.
Galatasaray ancak değişikliklerden sonra biraz daha rakip kaleye gidebildi. Ama onlarda da etkisiz oldu.
Şunu net olarak söyleyebiliriz ki, Galatasaray sezon başından bu yana en kötü iç saha maçını oynadı. Biraz şansı ile biraz da rakip kalecinin hatası ve tabii ki Günay’ın çabası ile üç puanı aldı.
Ama Fenerbahçe maçı öncesi tehlike sinyalleri verdi. Şunu da net olarak belirtmemiz lazım. Galatasaray, Danimarka’dan sağlam dönmemiş. Üç puana da yatıp kalkıp dua etsin.
Hakeme çok girmek istemiyorum.
Sadece Barış Alper’in pozisyonunun penaltı olduğunu düşünüyorum. VAR’da bizim görmediğimiz bir şey varsa bilemem. Ama VAR olarak bu pozisyonu bu kadar inceliyorsan, orta hakeme de “gel bir de sen bak” demeliydin. Bu da maçın kader anlarından birisiydi.

Akılda kalanlar

Günay: Dile kolay aylarca Muslera gibi bir kalecinin arkasında yedek bekle, oynama ve böyle bir maça çık. Maçın kaderini tayin eden adam oldu. Oynamamasına rağmen kendisini hazır tutması onun adına çok önemli. Zaten iyi kaleci olduğunu biliyorduk ama unutmuştuk. O hatırlattı.t

Ziyech: Tamam iyi futbolcu ama onun verdiği elektriği sevmiyorum. Umursamaz bir hali var. Aslında Icardi ile iyi bir ikili olması lazım. Ama olmuyor. İkisi de ayrı dünyalarda geziyor. Durarak oynama ise artık bizim ligde bile lüks haline geldi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir