6 Şubat depremleri sonrası Erdoğan’ın konut vaadi neydi, verilen sözler tutuldu mu?

Getty Images İMO Başkanı Yüzgeç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 319 bin konut teslimi vaadinin en başından gerçekçi olmadığı görüşünde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra 31 Mart’ta yaptığı konuşmada, “319 bini 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin yeni konut yaparak depremzede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” demişti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ise 14 Eylül’de TRT Haber’e verdiği mülakatta, Toplu Konut İdaresi’nden (TOKİ), depremzedeler için inşa etmesini istedikleri konut sayısını 850 bin olarak açıklamıştı.

25 Ocak’ta Anadolu Ajansı’na konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, kura çekimi için hazır olan 46 bin konutun, 41 bininin şehir merkezlerinde, 5 bininin de köylerde olduğunu, 6 Şubat itibarıyla anahtar teslimine başlanacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Cumartesi günü Hatay’da yaptığı konuşmada, “Bölge genelinde halen yapımı süren 40 bin konutu inşaatı tamamlandıkça peyderpey hak sahiplerine teslim edeceğiz” dedi ve ekledi:

“İnşallah 2 ay içinde deprem bölgesi genelinde 75 bin konutun teslimini bitireceğiz. Temel atmasının üzerinden 1 yıl geçmeden inşaatları bitirme sözümüzü önemli ölçüde yerine getirerek, yıl sonuna kadar 200 bin evi teslim etmiş olacağız.”

Bakan Özhaseki, TOKİ’nin 6 Şubat depremlerine kadar kadar yılda 60-70 bin civarında konut yaptığını, son 20 yılda 1 milyon 250 bin konut inşa eden kurumun kısa sürede 850 bin konut yapmasının “kolay bir iş olmayacağını”, “inşaat için rezerv alan bulmanın da zor olduğunu” söylemişti.

Tüm bu açıklamalara bakılırsa, bir yıl içinde 319 bin konut teslimi hedefinin 46 bini gerçekleştirilebilmiş olacak. Dahası bu konuda yapılan açıklamalar, 6 Şubat depremlerinden 1 yıl sonra yani yarın teslim edilecek konut sayısının da 46 binin altında olacağını gösteriyor.

Zira açıklamalarda 46 bin konut “kura çekimine hazır” veya “6 Şubat’tan itibaren anahtar teslimine başlanacak” miktar olarak tanımlanıyor. Bu 46 bin konutun anahtar tesliminin ne zaman biteceği belirsiz.

Öte yandan yalnızca anahtar teslimi yapılan konut değil, projesi hazırlanan afet konutu da vadedilenin çok altında kaldı.

Projesi hazırlanan konutların yüzde 98’inin ihalesi de yapıldı.

Bunların illere dağılımı ise şöyle:

Verilen sözler neden tutulamadı?

Peki hedeflerin neden bu kadar uzağında kalındı?

319 bin sayısı nasıl tespit edilmişti? Bu miktar mı gerçekçi değildi yoksa bir yılda beklenenden daha az mı çalışma yürütülebildi?

Bu soruları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) sorduk fakat haber yayımlanana kadar bir yanıt alamadık.

Deprem sırasında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı; günümüzde de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı olan Adil Karaismailoğlu da haber yayımlanana kadar sorularımıza yanıt vermedi.

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Taner Yüzgeç ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vaadinin baştan gerçekçi olmadığını söylüyor.

Seçim öncesi propaganda amacıyla böylesi büyük bir vaat verildiğini belirten Yüzgeç, son 20 yılda 700 bin civarında konut inşa eden TOKİ’nin, mevcut koşullarda bunun yarısı kadar konutu bir yılda inşa etmesinin mümkün olmadığını belirtiyor.

Yüzgeç ayrıca konut inşaatının bu kadar hızlı bir şekilde yapılmasının riskler yaratabileceğini de ekliyor:

“Konut üretmek ve kentleri yeniden planlamak, önümüzdeki on yıllarda kentlerin nasıl büyüyeceğini de dikkate alarak yapılması gerektiği için zaman alan bir süreçtir.”

 

Cumhurbaşkanlığı raporuna göre 6 Şubat depremlerinde 11 ilde toplam 518 bin konut yıkıldı veya ağır hasar aldı.

Bunlara ek olarak 128 bin 778 konut da orta derecede hasar aldı.

Orta hasarlı konutlara ne olacağı konusunda yetkililer uzunca bir süre karar veremedi.

Ağustos ayında bir açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Orta hasarlı binaların tamamı yıkılacak arkadaşlar. Orta hasarlıları ağır hasarlı grubuna alıyoruz ve yıkılacak. Orta hasarlı demek yorulmuş bina demektir” demiş ve eklemişti:

“Orta hasarlı bina sahibi vatandaşlar az hasarlıya çevirdikleri için ‘Ben güçlendiriyorum, kiraya vereceğim’ diyerek devam ediyorlar ya, boşuna vermesinler yıkacağız. Yıkıldıktan sonra da yerine yeni yerler yapacağız.”

Kasım ayında orta hasarlı binaların durumuna dair bakanlık ve belediyelerin yaptığı toplantının ardından alınan kararları açıklayan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ise “Orta hasarlı binalar için 3 yöntem bulunuyor; güçlendirme, yıkım ve yerinde dönüşüm. Orta hasarlı binalar için 1 yıl içerisinde bu 3 yöntemden herhangi birisi tercih edilmezse binanın yıkımına karar verilecek. Bu süre 6 ay uzatılabiliyor” demişti.

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Kasım ayı sonunda bir genelge yayımlayarak güçlendirme ruhsatı için Aralık 2023 sonuna kadar başvuru yapılması gerektiğini, başvuru yapmayanların ve ruhsat alsalar bile bir yıl içinde güçlendirme çalışmasını tamamlamayanların konutlarının yıkılacağını açıkladı.

Orta hasarlı binaların ne kadarının güçlendirildiği veya yıkılacağı hakkında resmi bir veri yok.

Bu yüzden hepsinin yıkılması gerekeceğini varsayarak depremin ardından yıkılan veya yıkılması gereken konutların toplam sayısı 646 bine çıkıyor.

 

TOKİ’nin yayımladığı verilere göre projesi hazırlanan afet konutlarının sayısı ise depremin birinci yılında bunun yalnızca yüzde 17’sine ulaşabildi.

Bunların illere dağılımı ise şöyle:

İzmir ve Elazığ depremlerinde konut tesliminin 3-4 yılı bulduğunu ve böylesi bir sürenin daha gerçekçi olduğunu aktaran Yüzgeç, mevcut hızda devam edilirse 6 Şubat’ın ardından vadedilen miktarda konutu tamamlamanın 15-20 yıl sürebileceğini vurguluyor.

TOKİ’nin internet sitesinde paylaştığı verilere göre projesi hazırlanan konutlarda tamamlanma oranı ise yüzde 50’ye yakın.

Bu süreçte imkanı olan kişilerin konutlarını kendi başlarına inşa edeceğini öngören İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Yüzgeç, imkanı olmayan kişilerin ise konteyner kentlerde zorluk yaşayacağını söylüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir